Cumhurbaşkanı Erdoğan kurucusu olduğu AK Parti'ye döndü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Partiye döndü. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması.

Yayınlanma:
Cumhurbaşkanı Erdoğan kurucusu olduğu AK Parti'ye döndü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti'ye döndü.

Partiye dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada bazı açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalar:

"AK Partimizin saygıdeğer mensupları, kurucular kurulumuzun MKYK'nın, merkez disiplin kurulumuzun kıymetli üyeleri, çok değerli kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle muhabbetle selamlıyorum.

27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle ayrılmak zorunda kaldığım, kurucusu olduğum partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum. Tam 979 gün sonra bu hasret sona eriyor. Bugün burada bir kez daha selamun aleyküm diyerek heyetinizin içine tekrar dahil oluyorum.

"BU AYRILIK SADECE RESMİ BİR AYRILIKTI"

Anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının parti üyesi yasağının kaldırılmasını, böyle bir imkanı en güzel şekilde şu anda değerlendiriyor ve partime yeniden üye oluyorum. Bu ayrılık aslında sadece bir resmi ayrılıktı. Aramızdaki mesafe mevzuat gereği olan bir mesafeydi. Gönlümüz hep beraber oldu, hep beraber. Gönüllere sınır çizmek mümkün değildir. Biz hep "Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor gardaşım" dedik ve bugüne geldik.

"BİZ YOLA MİLLETİMİZLE BİRLİKTE ÇIKMIŞTIK"

AK Parti asırlar öncesinden başlamış kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir demiştim o gün. Ayrılığımızın sona eriyor olması beni asıl bu bakımdan heyecanlandırıyor. Bu kutlu yürüyüşü önümüzdeki dönemde hep birlikte daha güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Buna inancım tam. Biz yola milletimizle birlikte çıkmıştık. Bugüne kadar hangi sorunun üstesinden gelebilmişsek milletimizin duası sayesinde gelebilmişizdir.

Yeri geldi biz gövdemizi siper ettik, yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini sipet ettik. 15 Temmuz bunun çok açık net bir ispatıydı. Bazıları sanıyor ki mesele şahsımızdır, partimizdir. Halbuki mesele milletimizdir, devletimizin ta kendisidir. Mesele bağımsızlığımızdır. Biz de milletimiz de bu gerçeği çok iyi biliyor. Bu anlayışla gecemizi gündüzümüze katarak her alanda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz.

"ELBETTE BİZİM BİR DEĞERLER DÜNYAMIZ VAR"

Elbette bizim bir değerler dünyamız var ama hizmetlerimizde asla bir ayrımcılık yapmadık, yapmıyoruz, yapmayacağız. Sözümün muhatabı, bize kulak verenlerdir ama icraatlarımız herkes içindir. Bu ülkede ikinci sınıf vatandaş yoktur. Teröre, ihanete, bozgunculuğa sapmayan her insanımızın başımızın üzerinde yeri var.

Ben değerli kardeşlerime bundan sonra yükümüzün daha da ağır olduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Milletmizle aramızda varolan muhabbete baksalar, geçtiğimiz 15 yılın sırrını da çözecekler. Literatürümüze, 'AK Parti tarz-ı siyaseti' diye bir kavramı kazandırdığımıza inanıyorum.

"GELMEM DİYEN KİM VARSA, BEŞTEPE'NİN YOLUNU ÖĞRENDİ"

Davetlerimize iştirak etmemekten, Meclis'te ayağa kalkmamaya kadar akıllara gelen her türlü direnişi sergilediler. Beştepe'deki Külliyemiz üzerinden şahsımızı ve partimizi yıpratmaya yönelik ahlaksızlıkları sergilediler. Milletimizin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne sahip çıkması karşısında bu tavırları sergileyenler de kendilerine çeki düzen vermek zorunda kaldılar. Gelmem diyen kim varsa, sonunda birgün Beştepe'nin yolunu öğrendi.

Kürt kardeşlerimizi sokağa çağıran siyaseti partinin ihanet derecesindeki sorumsuzluğu çok sayıda kardeşimizin canına maloldu. Yasin Börü'nün de aralarında olduğu 50'ye yakın vatandaşımız sokaklarda alçakça katledildi. Bunun bedelini de milletimiz onlara ödetti.

Bir yandan ana muhalefetin iddiaları, diğer yandan terör eylemleri gölgesinde 7 Haziran seçimlerini yaşadık. 2002'den bu yana ilk defa istikrarı kaybetme tehlikesini yaşadık. Birlikte oluşturamamaları ülkemizi yıkıcı bir eşiğe getirdi. Ülkemizi bu siyasi krizden sağ salim çıkarıp 1 Kasım seçimlerine ulaştırdık.

Bir süredir sinsi şekilde yürütülen terör eylemlerinin artmasıdır. Ceylanpınar'da 2 polisimizin uyurken şehit edilmeleri bizim için bardağı taşıran son damla olmuştur. Çukur eylemleri de bu dönemde ortaya çıkmıştır."

5haber.com  | Ankara

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.