Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geri Dönülmeli

Sungurfırat Ata Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminden neden vazgeçilmesi gerektiğini anlattı.

Yayınlanma:
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geri Dönülmeli

Türkiye, 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla fiilen başlayan Parlamenter Hükümet Sistemi (Yumuşak kuvvetler ayrılığı sistemi ) ile uzun yıllar idare ediliyordu. 2002’de yapılan milletvekili genel seçimlerinde, Recep Tayyip ERDOĞAN önderliğinde iktidar olan Ak Parti, geldiği günden beri eksikliğini gördüğü ve günümüz Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamadığı gerekçesiyle yapılan uzun tartışmalar ve muhalefetin tüm karşı çıkmalara rağmen Parlamenter sitemden, 16 Nisan 2017 yıllında yapılan ve  % 51.41 evetle sonuçlanan referandum sonucu yeni Cumhur Başkanlığı Hükumet Sistemine geçiş yapmıştır.

1920 Türkiye’sinde o gün için uygun görülen Parlamenter Sistem, zaman içerisinde koşulların, beklentilerin değişmesi, ihtiyaçlara ve milletin sıkıntılarına tam olarak cevap veremediği sürekli dile getiriliyordu. Cılız ve cesur olmamakla beraber geçmiş hükümetler sürekli sistemin eksiklerini dile getirmekle beraber, hiçbir hükümet cesur bir adım atıp değiştirme girişiminde bulunmamıştır.

Geçmişten Günümüze Bir Çok Lider Başkanlık Sistemini İstemişti

Geçmişte Türk siyasetinin önemli şahısları da başkanlık sistemini istemişlerdir. Bu siyasetçiler ne söylemiş bir hatırlatmak gerekiyor.

Necmettin ERBAKAN, "Daha hızlı kalkınmaya mecbur olan Türkiye'mizde devlet hizmetlerinin verimli, süratli ve kudretli yürütülebilmesi ve Anayasamızın bünyemize intibakı bakımından daha mütekamil bir yapıya kavuşturulması ve tatbikattaki aksaklıkların giderilmesi için Başkanlık sisteminin getirilmesini zaruri görüyoruz."

Alparslan TÜRKEŞ, "Milliyetçi Hareket tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde, kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak, başkanlık sistemini savunuyoruz."

Süleyman DEMİREL,"Bugün seçim olacaksa ne olacak?' diyenlere soruyorum. Olmayacaksa ne olacak? Seçim olursa, bugün şikayet edilen şeyler ortadan kalkacak, kalkmazsa ne olacak? O zaman şikayetler ortadan kalkana kadar seçim olacak. Seçim haricinde yönetilmemek için, mutlaka demokrasiye ihtiyacımız vardır. Demokrasi ve seçim haricinde birisini göreve getirirsek, onun da eli sopalı olur. Bu nedenle, TBMM içinden bir hükümet çıkarmak gerekli, seçim bu yüzden büyük bir fırsat. Çıkmadı mı, parçalı parlamento çıktı... O zaman BAŞKANLIK sitemine gideceksiniz."

Türkiye'ye özgü Başkanlık Sistemi için ilk kez referanduma gidildi

Erdoğan önderliğindeki Ak Parti de Türkiye’de sistemin hantallığından kurtulmak, sistemi hızlandırmak, çağın ihtiyaçlarını cevap vermek, tek elden yönetimi sağlayıp iki başlılığı ortadan kaldırmak ve uzun yıllar boyunca koalisyonlarla yönetilen Türkiye’de koalisyonların önünü kapatmak için başkanlık sistemini istemiştir. Yapılan uzun tartışmalar sonucu Türk kamuoyu başkanlık sistemine ikna edilmiş, Bahçeli önderliğindeki MHP ve meclis dışındaki bazı partilerin desteğiyle 16 NİSAN 2017 yılında yapılan referandum sonucu % 51.41 evetle yeni Cumhur Başkanlığı Hükümet Sistemine geçiş yapılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, dünyadaki başkanlık sistemlerinden farklı olarak Türkiye’ye özgün bir sistem olup, hükümetin tabir ettiği gibi Türk tipi başkalık sistemidir. Bu hükümet sisteminin maddelerini tek tek sıralayıp sizleri sıkmak istemiyorum, sadece yanlış olarak gördüğüm bazı maddelere değinmek istiyorum. En başta söylemek gerekirse, yeni sistemde hem Cumhurbaşkanı adayı hem de milletvekili adayı olamıyorsunuz, birini tercih etmek zorundasınız, yapılan genel seçimlerde aday olmak ve seçimlerde halkın oyunun % 50+1’ini almak gerekiyor, aday olan şahıs seçilemediği zaman da, buradaki asıl sıkıntı bir Cumhurbaşkanı olacağına göre ve diğer aday meclis dışında kalacağına göre hangi parti genel başkanı cesaret edip aday olsun. Meclis dışında kalıp partisini kontrol edememek korkusuyla parti genel başkanları aday olmayıp başka bir şahsı aday gösterme yolunu tercih ediyorlar. Bir diğer sıkıntı bir kişi 2 dönem (5+5 ) dışında Cumhurbaşkanı olamamasıdır, bence halk desteği olduğu sürece bir insan aday olabilmelidir. Bu yeni sistem bürokrasideki hantallığı kaldırıp yürütmeyi daha da hızlanmasını sağlama, ekonomide düzelme, terörle mücadele kolaylık, koalisyonlar dönemini sonlandırmak ve tabir edildiği gibi ülkeyi her anlamda uçuracak diye vaatlerde bulunulmuştu.

Yeni Sistem seçimler öncesi ittifaklara gebe oldu

Yeni sistem bazı kolaylıklar ve tek başlılığı sağlamakla beraber,  kısa zamanda bu sistemin aceleye geldiği ve yeterince tartışılmadan uygulamaya geçildiği fark edilecek ve Türkiye’de tekrar sistem tartışmaları başlayacak ve hatta bazı hükümet yetkilileri de bu sıkıntıları dile getirip, yanlış yapıldığını ve eski sisteme dönülmesini söylemeye başlayacaklardı. Eski sistemde partiler yeteri çoğunluğu alamayıp hükümet kurmak için seçim sonrası koalisyonlar yapardı, koalisyonlar bitecek derken bu sefer de partiler % 50+1’i aşmak için maalesef önceden koalisyonlar diğer tabirle ‘ ittifak ’ yapmak zorunda kalmışlardır. 20 Şubat 2018 tarihinde Ak Parti ve MHP arasında Cumhur ittifakı,5 Mayıs 2018 tarihinde CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi ve gizli ortak HDP arasında Millet İttifakı kurulmuştur. Cumhur ittifakının Cumhurbaşkanı adayı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN 24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerde % 52.6 oy alarak 27.dönem hükümetini kurmuştur.

Şuanki sistemdeki sıkıntılar göz önüne alınarak düzenlemeye gidilmeli

Benim şahsi fikrim, Cumhur Başkanlığı Hükümet Sisteminin bazı maddeleri korunarak eski parlamenter sisteme dönülmelidir ama güçlendirilmiş parlamenter sistem olmalıdır. Eski parlamenter sistemde en çok oyu ve 276 milletvekilini alan parti genel başkanı hükümeti kuruyordu ve hükümeti kuran kişiye biz  ’ Başbakan ’ diyorduk, şimdi ise 600 milletvekilinin 301’ini alan kişiye ‘Cumhurbaşkanı’ diyecez ve % 50 +1 olmayacak, seçilen kişi halk desteği olduğu sürece seçilebilir. Yani Başbakan olmayacak, gene tek lider ve güçlü parlamento olacak, Başkanlık sisteminin ve Parlamenter sisteminin harmanı olacak, aday olan kişi Cumhurbaşkanı seçilmese bile milletvekili olabilecek. Cumhurbaşkanı ve bakanlar mecliste olacak ama sürekli değil duruma göre olacak ve devam zorunlulukları olmayacak.

Ak Parti 2002 genel seçimlerinde % 34.42 oy alarak 365 milletvekili aldığını göz önünde bulundurursak Parlamenter sistemin daha avantajlı olduğu görülecektir. Günümüz Türkiye’sinde bu kadar ekonomik ve siyasi sıkıntı varken, dış ülkeler Türkiye’yi alaşağı etmek için fırsat kollarken, biz bu sistemi devam ettirmede ısrar edersek % 50+1 sebebiyle tekrar koalisyonlar sonucu oluşabilecek bir hükümet sisteminde bütün projeler yarım kalır ve Türkiye tekrar eski ve zor günlerine dönebilir.

Bu kadar basit ve hiç kafa karışıklığına gerek yok, Parlamenter sisteme dönelim % 50+1 olmayacak, Başbakan olmayacak, güçlü ve tek lider olacak. Yoksa bu sistemle bir sonraki seçimde başarılı olunmaz. Allah uzun ömür ve sağlık versin Sayın Bahçeli de her zaman olmaz ve MHP’de oluşabilecek bir genel başkan değişikliğinde Cumhur ittifakı da her zaman korunmayabilir, Türkiye’de de bu koalisyonlar bitmez. Bunu önlemek bizim elimizde!

Sungurfırat Ata

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.