İşçinin Sosyal ve Ekonomik Hayatını Bitiren Etmenler: Düşük Ücret, Zaman Baskısı ve Kıdem Tazminatı Sorunu

Metal İş Sendikası tarafından yapılan son dakika açıklamasında işçilerin sosyal ve ekonomik hayatlarında çekilen sıkıntıları ve bu sıkıntılara çözüm yollarını dile getirdi. İşte o açıklama.

Yayınlanma:
İşçinin Sosyal ve Ekonomik Hayatını Bitiren Etmenler: Düşük Ücret, Zaman Baskısı ve Kıdem Tazminatı Sorunu

Metal İş Sendikası Başkanı tarafından yapılan son dakika açıklamasında işçilerin sıkıntıları dile getirildi. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, işçilerde ev sahipliği oranının azaldığını ve borçlarını öderken zorlandıklarına dikkat çekerek, üyeleri arasında referandumda "hayır" eğiliminin ağır bastığını açıkladı.

Birleşik Metal-İş’in siyasetten uzaklaşmayacağını vurgulayan Serdaroğlu, “Siyaset işçi sınıfı ve sendikaları için ekmek gibi, su gibi haktır” dedi.

Serdaroğlu, çalışmalarını bilimi rehber alma ilkesiyle yürüten Birleşik Metal-İş Sendikası bünyesinde kurulan Sınıf Araştırmaları Merkezi’nde her ay, TÜİK verileri kullanarak, enflasyon verileri ve Açlık ve Yoksulluk Sınırı hesaplamaları yapılarak kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi.

Metal İş İşçi Kültürü Bağlamında Önemli Çalışmalar Yürütüyor

Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Türkiye’de sınıf oluşumu ve işçi kültürü bağlamında önemli çalışmalara imza attığını söyleyen Serdaroğlu, sendikanın son çalışması olan İşçinin Borçlanma Endeksi raporunun ilk bulgularını sundu:

"İşçilerin ekonomik açıdan ciddi sıkıntılar söz konusudur. Ev sahipliği oranı azalmış, borçlanma artmıştır. Kredi kartı borç döngüsüne giren işçilerin oranı yüzde 20’ler civarındadır. Sadece yüzde 14’lük bir kesim tasarruf yapabilmektedir. İşçilerin yarısı borçlarını ödemekte çok zorlanmaktadır. Borcu olmayan işçi oranı yüzde 14’te kalmaktadır. İşçiler en çok zaman baskısına maruz kalmakta ve en çok eklem ve kas sorunları yaşamaktadır. yüzde 48 işyerinde iş kazası geçirmiştir. Metal işçilerinin yüzde 70’i lise ve üzeri eğitimlidir. yüzde 8’i Gezi sürecine, yüzde 26’sı 15 Temmuz mitinglerine katılmıştır. Metal işçilerinin yüzde 72’si 15 Temmuz darbe girişimini CIA ve ABD destekli FETÖ darbesi olarak görmektedir. Referandum konusunda metal işçisinin yüzde 28’i Evet yüzde 47’si Hayır demektedir. Her dört işçiden biri ise kararsızdır. Kararsızları partilerin evet/hayır oranlarını dikkate alarak paylaştırırsak Evet yüzde 38, Hayır yüzde 62’dir. Görüldüğü gibi metal işçisi referandumda Hayır demektedir. Bu çalışmanın ilk bulgularını birazdan çalışmayı yapan hocamızla birlikte daha kapsamlı verilerle sizinle paylaşacağız."

Zaman Baskısı ve Kıdem Tazminatı

Araştırmaya göre işçilerin yüzde 43'ü  zaman baskısı ve aşırı iş yükünden şikayet ederken, yüzde 54'ü kıdem tazminatının kaldırılmasını grev sebebi olarak görüyor.

Serdaroğlu, kapalı zarf usulü ile uygulanan çalışmanın 2016’nın son haftası ile 2017’nin ilk haftası içerisinde yapılan çalışmanın, Birleşik Metal-İş üyelerinin ekonomik ve sosyal durumları yanı sıra siyasal ve kültürel eğilimlerini de yansıttığını söyledi.

İş Güvencesi Yetersiz, Ücretler Düşük

Yeni bir liberal ideolojinin ürünü olan siyaset ile ekonomi arasındaki ilişkiyi görünmez kılmaya çalıştığını ancak, siyaset yapılmadan işçinin sorunlarının çözüleceğine inanmadıklarını söyleyen Serdaroğlu, “İşçi arkadaşlarımız açısından emeklilik yaşının yüksek olması temel bir sorun" dedi vekledi:

"İş güvencesinin yetersizliği temel bir mesele. Ücretlerin düşüklüğü temel bir mesele. İşsizlik öncelikli bir sorun. Kıdem tazminatının kaldırılması konusunda son derece hassaslar. Bunların hangisi siyasetin alanının dışındadır? Ücret meselesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi işyerine sığar mı? Örneğin metal sektöründe, çok uluslu şirketlerin egemenliğinde şekillenen bir sektörde, bu ülkenin işçileri greve çıkıyor. Grevler 'milli güvenlik' gerekçesi ile erteleniyor. Bu siyaset tasarrufunda olan bir mesele değil mi?"

Ortak Kimliğimiz Emekçi Olmamız

Siyasetin sadece gelir bölüşümünden pay alma konusu dışında serbest olduğunu söyleyen Serdaroğlu, “Bizim ortak kimliğimiz emekçi kimliğidir. Bu kimlik, çalışan kesimlerin en az yüzde 90’ının oluşturan, toplumun en önemli paydasında hepimizi birleştiren bir kimlik. Bizim çalışmamızda bu ortak paydayı gösteriyor. Bunu gösterdiği için birilerini rahatsız ediyor. Toplumun bu ezici çoğunluğu emekçi kimliği ile kendisini tanımladığı zaman, birileri gemileri o kadar kolay yüzdüremeyecek, kar oranlarında rekorlar kırılmayacak, sömürü bu kadar dizginsiz yaşanmayacak.

İşçi ve Sendika İçin Siyaset Bir Haktır

Siyaset işçi sınıfı ve sendikaları için ekmek gibi, su gibi haktır. Biz siyaset yapacağız, ekmeğimiz ve onurumuz için yapacağız. “Köleleştirmeye Dur!” demek için yapacağız. Bize sınıf siyaseti yapmayın diyenler siyaseti kimlik temelinde örgütlemeye çalışıyorlar.” dedi.

5haber.com  |   Ankara

DHA

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.