Misafirperverlik

Paylaşımcı olmalıyız. Eller çoğaldıkça yük hafifler. Milliyetçilik de, kardeşlik de, yurttaşlık da, millî birlik ve beraberlik de bunu gerektirir. Anadolu Pisafirperverliği

Yayınlanma:
Misafirperverlik

Çok şükür. Yaşadığı toprakların yabancısı olanlardan ve kendi insanını hor görenlerden değiliz.

Anadolu'nun birçok beldesini, köyünü elimden geldiği ölçüde gezmeye çalışırım.

Bu gezilerimde yeni insanlar tanır, hayat tecrübeleri dinler, bazı şeyleri yerinde görüp daha iyi anlarım.

Anadolu'da müşteri veya fırsat olarak hiç bir zaman görülmedim.

Misafir olarak ağırlandım. Yeniden bekleriz dileğiyle uğurlandım. Aradaki fark gerçekten önemlidir. Başka milletler de toplumlar da göremezsiniz bunu irfandır bu evet. Anadolu irfanı..

....

Anadolu'ya ait bir başka değer ise edebidir.

Anadolu'nun şehirleriyle, kasabalarıyla ziyarete gelen herkesi, yolcuyu, sıcacık bir muhabbetle kucaklayıp güler yüz ve tatlı dille ağırlamak, varsa dertlerine ortak olmak da Anadolu'ya has değerdir.

İbrahim Paşalı'dan: "Türkiye'yi Türkiye yapan hakikatları izah etmek zordur. Misafirperver sıfatını nasıl kazandığımızı izah edemezsiniz mesela. Asırlar boyunca göçlerle,savaşlarla yoksullukla yoğrulmuş bir halk nasıl misafirperver olabilir?"(İstanbul kriteri, profil yayınları, sayfa 55)

Anlaşılan odur ki Anadolu insanın önüne imtihan olarak her daim "sabır" konulmuş.

Çok sıkıntılar çekilmiş tavuğundan, buğdayından yiyeceğinden pay vereceksin denilmiş hiç itiraz edilmeden elinde ne varsa verilmiş. Zorluklar içinde büyüttüğü yavrusunu askere istemişler kınalar yakarak göndermiş. Yavrusu şehit olup getirdiklerinde düşmanı sevindirmemek için yutkunmuş oturduğu yere yığılıp vatan sağolsun demiştir. Bu, acılar, sıkıntılar adeta Anadolu insanın yüzüne yüreğine işlemiş bir milletiz.

Nuri Pakdil'in ifade ettiği gibi bizim gülüşümüz dahi acıklıdır.

İzzetini, azizliğini, yüceliğini gerçekten haketmiş bir milletinin mensubuyuz.

....

Anadolu'dan bir deneyim;

Sivas'dayım Ulu Cami çıkışında gün görmüş ihtiyar bir amcaya nasılsın diyerek halini soruyorum. İhtiyar amca da hamdolsun oğlum "Emaneti taşıyoruz"diyerek karşılık veriyor.

Bu karşılığın bende yansıması farklı oluyor.

Anadolu insanı hiçbir şeye sahiplik nazari ile değil, emanet gözüyle bakıyor.

Kendisinin dahi misafir olduğunu, vakti Zaman'ı gelince emaneti sahibine teslim edeceğini ifade ediyor.

Hiçbir karşılık beklemeden misafire ikram etmek, ağırlamak inancımız gereğidir. Beklentimiz dünyalık değildir/olmamalıdır.

.....

İnsan insanın yurdudur. Anadolu, insanlığın ve iyiliğin yurdudur.

Ümit Dönmez

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.